argue with

Bedeutungen von dem Begriff "argue with" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	argue with v.	birisiyle tartışmak
You won't get anywhere by arguing with such a disturbed individual. Böyle rahatsız biriyle tartışarak bir yere varamazsınız. More Sentences
Phrasals
2	Phrasals	argue with v.	-e meydan okumak
3	Phrasals	argue with v.	'-e karşı çıkmak
4	Phrasals	argue with v.	'-i tartışmak
5	Phrasals	argue with v.	'-e itiraz etmek

Bedeutungen, die der Begriff "argue with" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 32 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Phrasals
1	Phrasals	argue with (one) v.	(biriyle) tartışmak
I suspect that, if this were so, I would have to argue with the Court of Auditors and with Parliament. Öyle olsaydı, Sayıştay ve Parlamento ile tartışmak zorunda kalacağımdan şüpheleniyorum. More Sentences
2	Phrasals	argue with (one) v.	(biriyle) münakaşa etmek
We argued with each other about the best place for a holiday. Birbirimizle tatil için en iyi yer konusunda münakaşa ettik. More Sentences
General
3	General	argue with someone about something v.	birisiyle tartışmak bir şey için/hakkında tartışmak
4	General	argue with someone over something v.	birisiyle tartışmak bir şey için/hakkında tartışmak
Phrasals
5	Phrasals	argue (with someone) (over someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) tartışmak
6	Phrasals	argue (with someone) (over someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
7	Phrasals	argue (with someone) (over someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) kapışmak
8	Phrasals	argue (with someone) (over someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) ağız dalaşına girmek
9	Phrasals	argue (with someone) (about someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) tartışmak
10	Phrasals	argue (with someone) (about someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
11	Phrasals	argue (with someone) (about someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) kapışmak
12	Phrasals	argue (with someone) (about someone or something) v.	(biriyle biri/bir şey üzerine) ağız dalaşına girmek
13	Phrasals	argue with something v.	bir şeye meydan okumak
14	Phrasals	argue with something v.	bir şeye karşı çıkmak
15	Phrasals	argue with something v.	bir şeyi tartışmak
16	Phrasals	argue with something v.	bir şeye itiraz etmek
17	Phrasals	argue with (one) v.	(biriyle) ağız dalaşına girmek
18	Phrasals	argue with (one) v.	(biriyle) kapışmak
19	Phrasals	argue with (someone) about (something) v.	(biriyle bir şey) hakkında tartışmak
20	Phrasals	argue with (someone) about (something) v.	(biriyle bir şey) hakkında münakaşa etmek
21	Phrasals	argue with (someone) about (something) v.	(biriyle bir şey) hakkında kapışmak
22	Phrasals	argue with (someone) about (something) v.	(biriyle bir şey) hakkında) ağız dalaşına girmek
Idioms
23	Idioms	can't argue with that expr.	buna hayır diyemem
24	Idioms	can't argue with that expr.	buna hayır denmez
25	Idioms	can't argue with that expr.	aynı fikirdeyim
26	Idioms	can't argue with that expr.	aynen
27	Idioms	can't argue with that expr.	dediğine katılıyorum
28	Idioms	can't argue with that expr.	neden olmasın?
Speaking
29	Speaking	I can't argue with that expr.	buna hayır diyemem
30	Speaking	I didn't come here to argue with you expr.	buraya seninle tartışmaya gelmedim
31	Speaking	I can't argue with that expr.	dediğine katılıyorum
32	Speaking	I can't argue with that expr.	seninle aynı fikirdeyim